17 Ağustos Anma Programı Demokrasi Meydanında Gerçekleştirildi
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen 7.4 şiddetindeki depremin 20. yıl dönümü vesilesiyle İlimizde anma programı düzenlendi.
15 Temmuz Demokrasi Meydanında çeşitli etkinliklerin düzenlendiği anma programına Vali Ahmet Hamdi Nayir’in yanı sıra; Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan, SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, Erenler Belediye Başkanı Fevzi Kılıç, Siyasi Partilerin Temsilcileri, kamu kurum ve kuruluş yetkilileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı.
“Kur’an-I Kerim Tilaveti İle Başladı”
Depremde hayatını kaybedenler için Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan programda Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile Kızılay ve AFAD’ın depreme dair hazırladıkları slayt gösterileri ve deprem filmi izlettirilirken, İtfaiye, AFAD ve İl Sağlık Müdürlüğünün Deprem Enkaz Kurtarma ile yine AFAD’ın TAMP Tanıtım Sergileri de yer aldı.
İl Protokolü ile birlikte meydandaki stantları gezerek yetkililerden bilgiler alan Vali Ahmet Hamdi Nayir, personele görevlerinde başarılar diledi.
“Deprem Öldürmez, Bina Öldürür”
Depremin meydana geldiği tarihte Erenler Belediye Başkanlığı görevinde bulunduğunu ve kendi evinin de yıkıldığını ifade ederek anılarına değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, “Yaraları sararız, ancak hedefimiz yara sarmak değil, yaralanmamak olmalıdır. Deprem öldürmez, bina öldürür. 20 yıldır aynı acıları yaşamamak için tedbirler alınmaya devam ediyor. Belediyemizin de özellikle yatay mimariyi baz alarak bu konuda önemli çalışmaları mevcuttur.
“Sakarya Afet Yönetim Merkezi projesi Önemli”
Hemşerilerimizin afetler konusunda bilinçlenmesini sağlayarak, afetlerin en az kayıpla atlatılmasını sağlamak üzere içerisinde çeşitli afet eğitim sahalarının da bulunacağı Sakarya Afet Yönetim Merkezi projesi için çalışmalara başladık. Tüm doğal afetlerde tüm kurumlarımızla, halkımızla koordineli çalışarak bir daha aynı acıların yaşanmaması için çabalayacağız. Bugün burada kayıplarımızı anıyoruz. Allah bizlere bir daha o günleri yaşatmasın. Tüm deprem Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
“Şehirlerin de Bir Hafızası Vardır”
Öncelikle 17 Ağustos depreminin 20. yılında depreme Şehit verdiğimiz bütün vatandaşlarımızı rahmetle andığını ve geride kalanlara sağlıklı, uzun ömürler dilediğini belirten Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Her şehrin bir hafızası vardır. Şehirler de insanlar gibi hafızlarında acı-tatlı anılarını muhafaza ediyorlar. Sakarya’mızda da yaşanan depremlerin her biri o şehir hafızasında bir anı olarak, acı hatıralar olarak kaldı. Alınması gereken dersler alınmış, yapılması gerekenler yapılmış, tedbirler oluşturulmuşsa biz bunlardan ders almışız demektir. ‘Tarih tekerrürden ibarettir’ derler. Eğer biz ders almıyorsak, tarihteki olayları tekerrür edecek şekilde tekrar tekrar yaşamak zorunda kalacağız demektir. Bunlardan ders alarak geleceğe daha iyi hazırlanıp insanımız için daha güzelini yapma gayreti içerisinde olmalıyız.
“Gelişmiş Ülkelerde Kayıplar Daha Az Oluyor”
17 Ağustos 1999’dan bu yana son 20 yılda dünyadaki afetlerde 1 buçuk milyon kayıp verilmiş, tedbir almak dünyadaki tüm ülkelerin en önemli sorumluluklarından birisidir. Gelişmiş ülkelerin afetlerde daha az can kayıplarının olduğunu görüyoruz. Afete maruz kalan nüfusun % 15'i gelişmiş ülkelere ait iken can kaybının ancak % 1.8'i bu ülkelere ait. Gelişmişlik düzeyi arttıkça tedbirler de artıyor, kayıplar azalıyor. Anadolu Coğrafyasının bir deprem haritasını çıkardığımızda, depremden ali olan, depremden azade olan alanları bulmak neredeyse mümkün görünmüyor. Sakarya’mızın yakın yıllarına baktığımızda 1943’te olmuş, 1957’de olmuş,1963’te olmuş, 1967’de olmuş ve 1999’da iki depremi üst üste yaşamışız. 17 Ağustos’ta Gölcük merkezli, 12 Kasım’da da Düzce merkezli depremlerden yine bizler de derinden etkilenmişiz.
17 Ağustos 1999’dan bu yana son 20 yılda dünyadaki afetlerde 1 buçuk milyon kayıp verilmiş, tedbir almak dünyadaki tüm ülkelerin en önemli sorumluluklarından birisidir. Gelişmiş ülkelerin afetlerde daha az can kayıplarının olduğunu görüyoruz. Afete maruz kalan nüfusun % 15'i gelişmiş ülkelere ait iken can kaybının ancak % 1.8'i bu ülkelere ait. Gelişmişlik düzeyi arttıkça tedbirler de artıyor, kayıplar azalıyor. Anadolu Coğrafyasının bir deprem haritasını çıkardığımızda, depremden ali olan, depremden azade olan alanları bulmak neredeyse mümkün görünmüyor. Sakarya’mızın yakın yıllarına baktığımızda 1943’te olmuş, 1957’de olmuş,1963’te olmuş, 1967’de olmuş ve 1999’da iki depremi üst üste yaşamışız. 17 Ağustos’ta Gölcük merkezli, 12 Kasım’da da Düzce merkezli depremlerden yine bizler de derinden etkilenmişiz.
“Afetlerde Birlik ve Beraberliğin Önemi Daha İyi Anlaşılıyor”
17 Ağustos 1999 tarihinde Şanlıurfa Vali Yardımcısı olarak görev yaparken, Valimiz izinde olduğu için Vali Vekilliği görevini de yürütüyordum. O gece yaşanan asrın bu acı afetini duyunca buralara ulaşmaya çalıştık, ancak haber alamadık. İletişimde olamasak bile acil ihtiyaçların neler olduğunu tahmin edip bütün İllerden olduğu gibi Şanlıurfa’mızdan da ilk yardım tırlarını sabah erkenden yola koyarak, Sakaryalı hemşehrilerimize Şanlıurfalıların desteğini göstermeye çalıştık. Bu gibi afet günleri, ülkenin birlik ve beraberliğini en güzel şekilde, en somut şekilde hissettiği günlerdir, bizler de bunu hissettik.
“Birçok Depreme Ben de Şahit Oldum”
Erzincan İlinde doğmuş, büyümüş biri olarak birçok depreme ben de şahit oldum. Anadolu Coğrafyasının yaşadığı belki de en büyük deprem olan 7.9 şiddetindeki 1939 depreminde ben hayatta değildim, ancak anlatılanlara göre yalnızca binaların değil, dışarıda yürüyenin bile ölüm tehlikesiyle karşılaştığı bir deprem meydana gelmiş.
“Sakarya’dan 3 bin 891 Kaybımız Var”
Bu coğrafya böylesi acıları yaşayarak bugünlere geldi, bugün de yaşamaya adaydır. Aynı şeyi yaşayabiliriz duygusuyla hareket etmemiz lazım. Sakarya’mızda 3 bin 891 kaybımız var, 5 bin 180 yaralı vatandaşımızla birlikte hasarlı binalarımız ve yıkılan binalarımız var. Aldığımız tedbirleri ve yaptıklarımızı yeterli görmememiz lazım. Merkezi yönetim ve yerel yönetimle, üniversitelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, basınımızla bu konunun farkındalığını mutlaka en üst düzeyde tutarak, bu ülkenin insanı için alınabilecek her tedbiri mutlaka iyice düşünmemiz lazım.
“Sakarya TAMP Çok Önemli Bir Oluşum”
Ülke genelindeki yeni sistemlerden birisi olarak geliştirilen ve farklı kurum-kuruluşların farklı katkılar sunduğu Türkiye Afet Müdahale Planının Sakarya ayağı olan Sakarya Afet Müdahale Planını (Sakarya TAMP) arkadaşlarımız başarıyla oluşturdu. 26 değişik hizmet biriminde büyük bir yardımlaşmayla arkadaşlarımız bu planı canlı ve verimli tutmaya çalışıyorlar. Bu plan içerisindeki gayretler, gelecekte yaşayabileceğimiz yeni afetlerde bizlere daha az kayıp vermeyi, daha büyük tedbir alma fırsatını verecek olan hususları içeriyor. 7 gün, 24 saat hazır halde, alet, araç, gereç olarak hem Belediyelerimiz, İtfaiyelerimiz hem de AFAD teşkilatımız daha iyi bir noktada bulunuyor. Özellikle sivil toplum hareketi içerisindeki gayretler ve verilen eğitimler de çok büyük bir takdir topluyor.
“5 Yılda 320 Bin Kişi Afet Eğitimi Almış”
Bizler bu amaçla yapılan bütün işbirliklerini, bütün protokolleri, bütün çalışmaları son gücümüzle de desteklemeye çalışıyoruz. Son 5 yılda 320 bin kişiye Temel Afet Bilinci Eğitimi verilmiş, hiçbir ferdimizin mahrum kalmaması adına bu eğitimleri 1 milyonun tamamına verebilmemiz gerekmektedir. Riskli olan binalarımız konusunda bu çalışmayı yürütmeye gayret etmişiz. Şu an İlimizin 16 ilçesinde 664 toplanma alanımız bulunurken, bir afet durumunda 169 bin 749 konteyner ve çadır kurulabilecek alanların tespiti yapılmış ve afet haritamız da tamamlanmış bulunmaktadır.
“Deprem Şehitlerini Rahmetle Anıyoruz”
Bu hususta gayret gösteren bütün arkadaşlarımızı, bütün özel ve yerel kurumlarımızı, merkezi kurumlarımızı ve sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik etmek istiyorum. Asrın felaketinde vermiş olduğumuz bütün kayıpları, deprem Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz, geride kalan yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Görev yapmış olduğumuz yerlerde hala depremin travmasını yaşayan insanlarla karşılaştıkça, nasıl bir sıkıntı olduğunu daha da derinden hissedebiliyoruz” diye konuştu.
SAÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan ve SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık’ın da deprem gerçeğine değinerek yapılması gerekenlere dair düşüncelerini aktardığı programda saat 03:02’de sirenler çalınırken, İl Müftüsü İhsan Açık tarafından depremde hayatını kaybedenler için dua yaptırıldı.
17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremde Sakarya başta olmak üzere Kocaeli, İstanbul, Düzce ve Yalova'da yaklaşık 17 bin 840 kişi hayatını kaybederken, on binlerce kişi de yaralandı.
